ANASAYFA  
 
 
 
Salih OKUMUŞ
salihokumus@salihokumus.com
 
 

Teknoloji Toplumu

11.2.2016

 

Teknoloji toplumları pek çok açıdan etkiler. Çoğu toplumda gelişmiş ekonomilerin oluşmasına yardımcı olur. Teknolojinin çeşitli uygulamaları toplumun değerlerini etkileyerek yeni etik soru(n)lar doğurur. İnsanın üreticiliğinde verimlilik kavramının doğması ve geleneksel değerlerle boy ölçüşecek hale gelmesi teknolojinin insanı kurtarıp-kurtaramayacağı yönünde ciddi felsefi tartışmalara yol açar. Bazı görüşler doğaya zarar verdiği ve insanı yabancılaştırdığı için teknolojiyi eleştirirken, bazıları da gelişen teknolojinin toplum ve insanın geleceği için faydalı olduğunu savunur. İşte, tam burada, Jacques Ellul’un “Teknoloji Toplumu” isimli eserini hatırlamak yerinde olacak.

            Peki, Jacques Ellul kimdir? “Teknoloji Toplumu” neden bahsetmektedir ve neden bu kadar önemlidir? Bu yazıda kısaca bu konu üzerinde durmaya çalışalışacağız.

Jacques Ellul, Filozof, akademisyen, hukukçu, sosyolog, teolog ve Hristiyan bir anarşist. 6 Ocak 1912’de Fransa’nın Bordeaux kentinde dünyaya gelir. Bordeaux ve Paris Üniversitelerinde okur. Sosyoloji, hukuk ve hukuk tarihi alanlarında eğitim alır. Ellul, 1938’den itibaren Bordeaux Üniversitesi’nde Tarih ve Çağdaş Sosyoloji Profesörü olarak çalışır. İkinci Dünya savaşı sırasında Fransız direniş hareketinin liderleri arasında yer alır. Savaştan sonra siyasete atılır. Doğduğu şehirde aktif siyasetin içinde kendine önemli yer edinir.  

Ellul, teknoloji toplumu, Hristiyanlık ve siyaset ilişkisi üzerine araştırmalar yapar ve bunlarla ilgili eserler yayımlar. Anarşizm ve Hristiyanlığın aynı amaç peşinde olduğunu anlattığı Anarşi ve Hristiyanlık isimli kitabı böylesi bir çalışmanın ürünüdür. Aynı zamanda bir akademisyen olan Ellul, yaşamı boyunca özellikle de modern teknolojinin insan özgürlüğünü tehdit etmesini ele alan 58 kitap ve binlerce makale kaleme alır. ‘Teknolojik tahakkümün insanlık üzerindeki hâkimiyeti’ sürekli olarak ele aldığı esas meselelerinden biridir.

Ellul’un, siyaset, toplum ve teknoloji alanlarında yazılmış Propaganda (1965), Siyasal Yanılsama (1967), Sözün Düşüşü (1998) ve Teknoloji Toplumu (2003) isimli eserleri konumuz açısından son derece önemlidir. (Ellul:2003:1; Solculuğun Sınırları: 2015:1)

Jacques Ellul Teknoloji Toplumu adlı kitabında, teknik medeniyetimize dair kapsamlı ve güçlü bir sosyal felsefe formüle eder. Amaçlar ve çıkarlar doğrultusunda sürekli geliştirilen yeni araçların kurduğu bir medeniyettir bu. Gerçekten teknik amaçları araçlara dönüştürür. Bir zamanlar kendi başına değer verilen şey, ancak başka bir şeyi elde etmeye yaradığı için değerlidir. Ellul, modern çağda tekniğin sosyal, politik ekonomik ve felsefi anlamına ilişkin büyük tartışmayı yeniden açar. Kitap, içeri nedeniyle insanı ve toplumu daha iyi anlamamızı sağlar.

Ellul, uygarlığın teknoloji tarafından belirlenme trajedisi olduğunu ve teknolojik toplumu incelememiz gerektiğini ileri sürer. Ona göre teknolojinin bu geri dönüşümsüz ilerleyişi yaşamın tüm alanlarını kuşatır ve teknolojinin kendisi bir amaç haline gelir. Teknolojinin belirleme gücü kapitalizmi ekonomiye dayatarak geri dönülmez bir yola sokar. Bu süreç bireysel değildir. Ekonominin kendisi de bir tekniğe dönüşür. Bu birbiriyle bağlantılı bir süreçtir. Bu süreçte yeni teknikler, zaman zaman teknisyen ve politikacıları karşı karşıya getirir. Politik doktrin neyin güzel olduğundan çok yararlı olan üzerinden biçimlendirir. Politikanın yaygınlaşması ve tekniklerin ilkesizce gelişmesi de diktatörlere güç katar. Sonunda demokrasinin özgürlük alanı kısıtlanır. İnsan yalnızlaşır ve kaçmaya başlar:

“Ellul’a göre modern insan tekniğin ona ve onun dünyasına ne yaptığını anlamayan “anksiyete ile kuşatılmış” ve güvensiz insandır. Ona göre yaşam teknik ile donatılmış bir dünyada mutlu değildir. Hatta dışarıya mutlu görünmek tamamen bir teslimiyet pahasına satın alınır. Bu süreç teknolojik olarak donanımlı medya ve popüler kültür ve iletişim üzerinden gerçekleşir. Süreç doğaldır teknik uygarlığın her bir parçası tekniğin kendisi tarafından yaratılmış sosyal bir gereksinimi karşılar. Amaçsız ve sonunda intihara sürükleyen bir ilerleme ile insanlıktan uzaklaşılır.” (H.Erbaş, 2015:1)

Jacques Ellul, teknoloji denen güce hâkim olunacağı yönündeki iyimser düşünceyi adeta sarsar. Ona göre teknik ilerleme denen çarkın içine bir kez girildi mi buradan geriye dönüş yoktur. Elull’da Mumford’daki iyimserlik yoktur, onun gözünde totaliter bir biçimde içinde kapatıldığımız yapay teknik evrenin dışına çıkabilme olanağımız yoktur: Teknik denen cin bir kez şişeden çıktı mı durdurulamaz ve kendi amaçlarına uygun olarak tamamen yapay bir dünya oluşturma hedefinden geri çevrilemez. Tekniğe hâkim olunacağı fikrine de katılmayan Ellul, tekniğe belki kısmen egemen olacak tek gücün Teknisyen olduğuna işaret eder. Teknisyenler otoriter ve kapalı bir dünya oluşturmuş durumdadır. Bu kişiler vicdan sahibi kişiler olabilir ama temel bakış açılarının tartışmasız olarak doğru olduğuna ve teknik dışı her türlü söylem ve düşüncenin hiçbir önem taşımadığına inanırlar. Bu düşünce değişmedikçe bu alanda hiçbir şeyin değişmeyeceği açıktır, çünkü teknik’i etkilemenin yolu teknisyenleri etkilemekten geçer. (Dilaver Demirağ, 2014:4)

Yazar eserinde, modern dünyamızda hiç bir sosyal, insani veya manevi gerçeğin teknik gerçeği kadar önemli olmadığını savunur. Ellul’e göre, bugün için teknik endüstriyel hayatın dışında uygulanır. Tekniğin gücünün bugünkü yükselişinin makinenin artan kullanımıyla bir ilgisi yoktur. Makine tekniğin sadece küçük bir parçasını temsil eder. Teknik, artık insanın sadece üretken faaliyetini değil tüm faaliyetlerini ele geçirmiştir. Lewis Mumford; “Makine antisosyaldir. İlerlemeci karakteri nedeniyle, insani sömürünün en keskin biçimlerine yönelir.” derken, Ellul tekniğin işlevinin makine ile toplumun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söyler. Teknik makinenin ihtiyacı olan dünya tipini kurar, ahenksiz makine gürültüsünün yıkıntılara sebere düzen getirir. (A.Musa Aslan, 2015:2)

 Teknoloji Toplumu, bir önsöz ve altı bölümden oluşur.  Önsöz, Columbia üniversitesi öğretim üyelerinden Robert K. Merton tarafından kaleme alınır. 1964 yılında eserin ilk baskısı için yazılan önsözde, eserin teknik medeniyetimize dair kapsamlı bilgiler verdiği ifade edilir. Hatta eserin, bugün tekniğin toplumla ilişkisini yeniden tartışmaya açtığı söylenir.

İlk Bölüm, Teknikler adını taşır. Kitabın girişi mahiyetindedir. Burada teknik olgusunun yeri ile tarihsel gelişimi üzerinde durulur.

İkinci Bölümde, Tekniğin Özellikleri’ne yer verilir. Bilhassa modern tekniğin özellikleri hakkında geniş bilgiler verilir. Modernizm üzerinde durulur. Tekniklerin birbirleri ile olan ilişkileri, bağlılığı ve özerkliği anlatılır.

Üçüncü Bölüm, Teknik ve Ekonomi başlığını taşır. Bu bölümde tekniğin ekonomiye etkileri, sonuçları ve kullanılacak yöntemler üzerinde durulur. Ekonomik gözlem teknikleri, tekniğin önünü kestiği ekonomik sistemler ve bazı ekonomik modeller tanıtılır. Daha sonra İktisadi İnsan kavramı tartışılır.

Dördüncü Bölüm, Teknik ve Devlet konusunu işler. Bu bölüm devletin teknikle buluşmasıyla başlar, tekniğin devlet üzerindeki yansımalarıyla devam eder. Yazar burada eski ve yeni tekniklerden bahseder. Özel kamusal teknikler üzerinde durur. Bilhassa hukuk tekniğine dikkat çekildikten sonra tekniğe dair bazı yankılar anlatılır.

Beşinci Bölümde, İnsani Teknikler ele alınır. Yazar büyük keşiflerin ana konusu olarak gördüğü bu tekniklerin nereden ve nasıl ortaya çıktığını araştırır. Tekniğin insanoğlunun en derin dünyasına kadar nüfuz ettiğini söyleyen Ellul, makinenin sadece insanın ortam yaratma eğiliminden başka insanın özünü değiştirmesine de neden olacak büyük bir değişim aracıdır. Bu bakımdan yazar bu bölümde, çevre-mekân değişimi, zaman ve hareket değişimi gibi konular üzerinde durur. Ardından kitle toplumunun yaratılması ve insani teknikleri ele alır. Bu çerçevede eğitim tekniği, mesleki rehberlik, propaganda, eğlence, spor ve tıp gibi eğitim dalları üzerinde durularak tekniklerin insan üzerindeki etkileri ele alınır. İnsanı bir makineye benzeten Ellul, bu yolla insanı anlamaya ve çözümlemeye çalışır. Son bölümde ise, insanla tekniğin entegrasyonundan bahseder. Bu entegrasyonu bir anlamda, içgüdülerin ve ruhsal unsurların entegrasyonu olarak nitelendirir. Bölüm, nihai bir çözümleme ile son bulur. Yazar, burada teknikle insan ilişkisinin entegrasyonuna yönelik çeşitli çözümlemeler ve tekliflerde bulunur.

Altıncı ve son bölüm ise, Geleceğe Bakış adını taşır. Burada, tekniğin insanı ve dünyayı ele geçirip geçiremeyeceğini tartışan Ellul, 1960’lı yıllardan 2000’li yıllara doğru bir gezintiye çıkar. Tekniğin toplumun geleceği için ne kadar önemli olduğu vurgusu yapıldıktan sonra, makine-insan ilişkisi üzerinde durulur. İnsanın hatalarını onu doğru yola sevk etmesi için son derece yararlı bulan Ellul, bu teknik çağda, her gün biraz daha teknolojinin amaçlarını ve bir buçuk asırdır çektiği meşakkatleri unutan insanı, toplumu için yeni bir amaç keşfetme çabasında olmaya davet eder. Araçların çoğalması, amaçların azalmasına neden olamaz. Bu itibarla insan, kendini yeniden keşfetmeli ve yeni bir amaca odaklanmalıdır.

KAYNAKÇA

Ali Musa Arslan Teknoloji Canavar mı?”, http://her-an.org/2015/02/teknoloji-canavar-mi/

Dilaver Demirağ, “Makinenin Tahakkümü: Anarşist Ekolojide Teknoloji”, http://itaatsiz.org/2014/04/26/makinenin-tahakkumu-anarsist-ekolojide-teknoloji/

Hayriye Erbaş, “Dünya cebimizde: Küçük Ama Büyük Cep telefonu”, http://www.fotografya.gen.tr/TR/belge/1-471/hayriye-erbas.html

Jacques Ellul, (Çev.: Musa Ceylan), Teknoloji Toplumu, Bakış Yayınları, İstanbul 2003

_________ “Anarşi ve Hristiyanlık”, http://www.ikarosyayinlari.com/jacques-ellul


[1] Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi.

[2] Devletin “yüksek çıkarları”. Devletin adalete ve kendi yasalarına aykırı eylemleri için gerekçe olarak başvurulabilecek bir kavram. 

 

 
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 
-  TEKKE

-  KAPICIK

-  Cumhuriyetten Sonra Ordu’da Şiirin Gelişimi ve Yetişen Şairler:

-  Cumhuriyetten Buyana Orduda Basın-Yayın ve Edebiyat Çevreleri

-  Anadoluda Bölge Bölge, İl İl Nevruz Kutlamaları

-  Nevruz Törenleri

-  Türk Dünyasında Nevruz Kutlamaları

-  Türk Kültüründe Nevruz

-  Kosova'da Türkçe yayınlanan Bir Gazete: "Tan"

-  Makedonya'da Türkçe yayınlanan Bir Edebiyat dergisi:

-  Kosova ve Makedonya'da Türkçe Yayınlanan Çocuk Dergileri

-  Kosov'da Türkçe Yayınlanan Gazete ve Dergiler-III

-  Kosov'da Türkçe Yayınlanan Gazete ve Dergiler-II

-  Kosova'da Yayınlanan Türkçe Gazete ve Dergiler-I

-  Kosova'da Çocuklar Türkçe'ye "Kuş"la Kanatlandı

-  Sevinç "Tomurcuk" Açtı

-  Birlikten Çocuklara Güzel Bir Hediye: "Sevinç"

-  Kosova'da Türkçe Bir Çocuk Dergisi: Bahar

-  Kosova'da Türkçe'yi Bayraklaştıran yazar: Reşit Hanadan

-  Reşit Hanadan

-  İnsani Teknikler

-  Teknik ve Devlet

-  Teknoloji Toplumu

-  Bir Aile Cinayeti

 
 
 

ARŞİV
 

GALERİ
 


BLOG

 
 
Prishtine Universitesi Filoloji Fakultesi Turk Dili ve Edebiyati Bolumu Prishtine / KOSOVA    salihokumus@gmail.com
Copyright © 2015 Salih OKUMUŞ - Her Hakkı Saklıdır.Site içeriği kaynak gösterilerek kullanılabilir.