ANASAYFA  
 
 
 
Salih OKUMUŞ
salihokumus@salihokumus.com
 
 

Anadoluda Bölge Bölge, İl İl Nevruz Kutlamaları

19.3.2016

Anadolu'da Nevruz Selçuklular döneminde de canlı geleneklerle kutlanmıştır. Selçuklu hükümdarı Melikşah döneminde Nevruz yılbaşı sayılarak bir takvim hazırlanmıştır. Bu takvime: "Takvim-i Melikî",     "Takvim-i Sultanî",             "Takvim-i Celalî"  adı verilmiştir.

Osmanlı Devleti zamanında Nevruz gününe özel bir önem verilmiştir. Padişahlara Nevruz günleri “nevruziye” adı verilen kasideler sunulurdu. Bu kasidelerde ağaçların yeşermesi, çiçeklerin açması, havanın ısınması gibi konulara yer verilirdi. Nevruz günü Adem’in yaratıldığı, Nuh’un gemisinin karayı bulduğu, Hz. Ali’nin doğduğu, halife olduğu anlatılırdı. Nevruz gecesi bütün yaratıkların Tanrı’ya secde ettiği, dileklerin yerine getirildiği belirtilirdi. Nevruz günlerinde müneccimbaşı, yeni takvimi padişaha sunar, bahşişini de alırdı. Buna da “nevruziye bahşişi” adı verilirdi.

Bilindiği üzere eski takvim Mart ayından başlardı. Mart ayının ilk on iki günü ayrı ayrı ayları temsil etmek suretiyle, o yıl içinde neler olacağı ilk on iki günden tespit olunurdu. O gün yedi çift, bir tek baş harfi "S" ile başlayan yiyeceklerden yenilmesi adettendir.

Saray hekim başıları tarafından hazırlanan ve Nevruziye denen çeşitli baharatlardan yapılmış macunlar, padişah ailelerine ve büyüklere sunulurdu. Bugün için yapılmış macunlar, porselen kapaklı kaseler içinde sunulur ve günün hangi saatinde yenmesi gerektiğini yazan bir kağıt da kaselere iliştirilirdi. Zamanla bu gelenek değişime uğramış ve Nevruziye Nevruz günlerinde yenen özel bir tatlının adı olmuştur.

Anadolu’da nevruz: Nevruz-i Sultan, Sultan Nevruz, Navrız, Mart Dokuzu Mart Bozumu, Mart İpliği gibi adlarla da anılır. Mart ayı içerisinde Anadolu’nun bazı yörelerinde görülen bir diğer gelenek de “kara Çarşamba” geleneğidir. Mart ayının ilk çarşambası olan bu günde çeşitli törenler yapılır, çeşitli yiyecekler hazırlanarak birlikte yenir. Gençler bir dilek tutarak komşuların kapısını dinlerler. Ayrıca 21 Mart tarihi eskiden beri bilinen Yörük Bayramı için de kullanılır.

Alevi-Bektaşi topluluklarda Nevruz, Hz. Ali’nin doğum günüdür, Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın evlendikleri gündür, Hz. Muhammed’in veda haccı dönüşü Hz. Ali’yi kendine halife tayin ettiği gün olması özelliğini de taşımaktadır. Bu günün sabahı mürşidin okuduğu duadan sonra süt içilir, Nevruziye adı verilen şiirler, nefesler ve Hz. Ali’nin Mevlidi okunur. Nevruzda önceden hazırlanmış olan çöreklerle mezarlık ziyaretine gidilir, ölüler ziyaret edildikten sonra orada çörekler yenilir. Doğu Anadolu halkı için sadece Nevruz günü değil, Nevruz gecesi de kutsallık taşımaktadır. Bu gece canlı cansız bütün varlıkların Tanrı’ya secde ettiğine inanılır.  O gün herkesin bir yıllık kısmeti ve geleceği belirlenir. Herkes güzel ve yeni elbiseler giyerek yeni yıla hazırlanır. Evlerde yemekler yapılır, karşılıklı ziyaretlerde bulunulur.

Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün önderliğinde, 1922, 1923, 1924 ve 1926 yıllarında Ergenekon Bayramı adıyla kutlanmış daha sonraki yıllarda bu kutlamalar mahalli seviyede sürdürülmüştür.

İsterseniz, bölge bölge, il il Nevruz kutlamalarını ele almaya çalışalım:

Doğu Anadolu’da Nevruz, çok kutsal kabul edilir. Halk sadece Nevruz gününü değil, Nevruz gecesini de kutsal sayar. Bu gece canlı cansız bütün varlıkların Tanrı’ya secde ettiğine ve herkesin bir yıllık kısmeti belirlendiğine inanılır. Herkes en yeni elbiselerini giyerek yeni yıla hazırlanır. Evlerde yemekler yapılır, Karşılıklı ziyaretlerde bulunulur.

Nevruz, Kars ve Iğdır bölgesinde de büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Yörede Nevruz bayramı hazırlıklarına Mart ayı başında başlanır. Sokaklarda çocuklar, delikanlılar yumurta tokuştururlar. Yumurtalar soğan yaprağıyla kırmızıya boyanarak pişirilir. Bu yalnız Nevruz bayramına hastır bir durumdur.

Bayramın yaklaşmasıyla hazırlıklar hızlanırken, ev ve eşyalarla başlayan temizlik  işleri;  bahçelerin temizlenmesi ile devam eder.  Köy meydanlarında çeşitli oyunlar oynanır. Güreş müsabakaları düzenlenir. Ayrıca horoz, boğa, gedek dövüşleri zevkle seyredilir.

Bayramdan evvelki üç Çarşamba ateş yakılır. Halk bunun üzerinden “Ağırlığım, uğurluğum bu ateşin üzerine” diyerek üç sefer atlar. Ateşin üzerinden atlayan kimse bütün hastalıkların bu ateşin üzerine dökülüp yanarak yok olduğuna inanır.

Yörede, bayramdan bir önceki haftanın Salı ve Perşembe günleri “ölü bayramı” olarak adlandırılır. Bu günde kabristanlar ziyaret edilir. Herkes kendi yakınının hayrı için Kur’an okutur. Mezarlar tamir edilir, helvalar ve çeşitli yemişler dağıtılır. Böylece toplum ölülere karşı görevini bir defa daha yerine getirmiş olur.

Yeni yılın son Çarşambasında “Çarşamba yemişi” veya “Yedi levin” adı verilen çerezler alınır, bayram gününe münhasır leziz yemekler hazırlanır.

Nevruz’dan önceki gece komşu ve akrabaların gizlice kapı ve pencereleri dinlenir.  Buna “Kulak Asmak” denir.  Kulak asmağa gelen kişi ya kendisi için ya da başkası için niyet tutar.

Eskiden bu gecede, bir de kuşak sallama adeti vardı. Yeni ve yüksek binaların yapılması ile bu adet gittikçe unutulmaya yüz tutmuştur. Bu gecede delikanlıların kendileri ya da yakınları istedikleri kızların evlerinin bacalarından aşağı içinde kimliklerini belli edecek cinsten hediye paketleri sarkıtırlardı.

Hediyenin kime ait olduğu ev halkı tarafından anlaşıldıktan sonra bir durum değerlendirilmesi yapılır. Şayet kızlarını isteyen deli kanlıya vermek istiyorlarsa, hediyeyi kabul edip, yerine de kızların yaptığı el işlemesi çeyizlerden mendil ya da çorap koyup “kuşağını çek!” derlerdi. Böylece, kız evinden söz alınmış olurdu.

Kars civarında uygulanan adetlerden biri de iğne-iplik oyunudur. Akşam bir evde toplanan genç kızlar ve erkekler, küçük bir çocuğu su almaya gönderirler. Çocuk hiç konuşmadan ve arkasına bakmadan bir kova su getirir. Kovanın içine orada bulunanları temsilen renkli iplik ve iğneler atılır. Birbiriyle birleşen iğne ve ipliklerin sahiplerinin birbirleriyle evleneceklerine inanılır.

Iğdır ve çevresinde 19 Mart'ı 20 Mart'a bağlayan gece kız ve erkekler Tanrıdan bir dilek dileyerek akarsuda yıkanırlar ve en az üç defa suya dalıp çıkarlar. Sabah erken kalkılarak taze su içilir, hayvanlara da taze su verilir. Halk yeni elbiseler giyer ve bayram namazından sonra kaynamış yumurta tokuştururlar. Evinden yeni cenaze çıkanlar dahi bayrama katılmak zorundadır. O gün yas tutmak günah sayılır. Bayram sabahı ilk bayramlaşma aile fertleri arasında olur. Küçükler büyüklerin elinden öperken, büyükler onlara harçlık ve çeşitli hediyeler verirler. Daha sonra bayram sofrasına oturulur. Yemekten sonra bayram ziyaretleri yapılır. Bu arada dargın olanları barıştırma, diğer dini bayramlarda olduğu gibi bu bayramlarda da vazgeçilmez vecibelerdendir.

Erzincanda, Öbek/Höbek dağında Cem törenleri düzenlenir, semahlar yapılır. Dede, dargınları barıştırır, helallik alınır. Şah Honçası denen büyük ve yuvarlak bir taşın üzerinde yemek yenir. Bu gelenek Şah İsmail’in Erzincan’a gelişinde  Öbek/Höbek dağında otağ kurmasından kaynaklanır.Öbek/Höbek dağının doruğunda dümdüz kocaman bir taş vardır. Şah İsmail burada yemek yemiş, bütün seyyidlere  lokma dağıtmıştır. Şah Honçası denen    bu dairesel taş kütlesi Alevi inancına göre kutsal kabul edilir.

Ağrı ve çevresinde o gece gençler bir dilek tutarak kapıları dinleyip, içerdeki konuşmaları yorumlayarak niyetlerinin tutup tutmayacağını anlamaya çalışırlar. Bir başka uygulama, bekar bir delikanlı o akşam "tuzlu gıllık" denilen, tuzlu hamurdan yapılmış bir çöreğin yarısını yer ve su içmeden yatar. İnanışa göre, rüyasında kendisine su veren kızla evlenecektir. Ertesi gün çöreğin diğer yarısını evin damına veya bacasına bırakır. Gelen bir karga çöreği kapıp hangi evin damında yerse o evin kızıyla evleneceğine, karga hiç bir evin damına konmayıp, uzaklaşırsa, uzaklardan biriyle evleneceğine inanılır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerimizden Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe "Sultan Nevruz" adı verilir. Halk arasındaki inanca göre sultan Navruz güzel bir kızdır ve 21 Mart'ı 22 Mart'a bağlayan gece batıdan doğuya doğru göç eder. Bir başka inanca göre ise kuş kılığında uçan bir derviştir. Nevruz gecesi Sultan Navruz'ın geçtiği saatte uyanık olanların bütün dileklerinin gerçekleşeceğine inanılır.

Malatya'nın Arguvan ilçesinin bazı köylerinde halk Nevruz'u "Kış Bitti Bayramı" olarak kutlarlar.

Diyarbakır'da; Nevruz günü halk, eğlence ve mesire yerlerine giderek Nevruz'u kutlarlar.

Tunceli ve çevresinde Alevi inancı gereği Nevruz kutlamaları, “Ali Günü” veya “9 Mart” olarak adlandırılır. Son yıllarda Nevruz ismi kullanılmaya başlanmıştır. Kutlamalarda bazı politik yönler ön plana çıkmıştır.

Bu bölgede Nevruz, Baharın gelişi olarak kutlanır. Çeşitli eğlenceler düzenlenir. Ayrıca, Nuh peygamberin  gemisinin bu bölgeden 21 Mart ta geçtiğine ve Tunceli-Pülümür ile Erzincan-Çayırlı arasındaki “Bağır Dağı’na”  Nuh’un gemisinin dokunduğuna inanılır. Bu nedenle “Bağır Dağı üzerine yemim ederim ki doğru konuşuyorum” diye yemin edilir.

Yine Tunceli ve çevresinde, erkekler alınlarına kara sürerek su kaynaklarına giderler. Bu karaları orada temizleyerek dua ve niyazda bulunurlar. Özellikle Orta Anadolu'da Nevruz, "Mart Dokuzu" olarak bilinir. Bunun yanında kötülük ve sıkıntılardan kurtulma dileği taşıyan, diğer bölgelerdekine benzer kutlamalar da yapılır.

Nevruz İç Anadolu Bölgesi’nde “Mart dokuzu” olarak bilinmektedir. 21 Mart günü sabah erken kalkılır, mezarlık ziyareti yapılır, niyet tutulur. Niyetlenecek kişi mezarlardan birer taş alarak kırka tamamlar. Bir torbaya doldurup evinin duvarına asar ve bu arada bir niyet tutar. Bir yıl sonra torbaya baktığında taşlar kırk bir olmuşsa niyetinin gerçekleşeceğine inanır. Bir daha ki Mart Dokuzunda taşlar iade edilir.

Nevruz çeşitli etkinliklerle kutlanır: Nevruz sofraları hazırlanır, ziyaretler yapılır, Oyunlar oynanır, boyalı yumurtalar yenir, Eğlenceler düzenlenir, büyük ateşler yakılır.

Mersin-Silifke bölgesindeki Toros Türkmenlerinde "Mart İpliği" adı ile bilinen Nevruz'da ağaçlara bez bağlanır. Nevruz günü yaylalara çıkılır. Yayla evlerinde bulunanlar gelen misafirleri evlerinde ağırlarlar. Gelen grup silah atarak gelişlerini bildirirken yayladakilerin başkanı buna bir el silah atarak cevap verir. Daha sonraki karşılıklı silahlar atılır ve birbirlerine "Nevruzun Kutlu, Dölünüz hayırlı ve bereketli olsun" temennisinde bulunur. O yıl 20 kuzu veya oğlağı olan sürü sahibi bir kurban keser ve orada pişirilerek yenir.

Tahtacı Türkmenleri'nde; Nevruz Bayramı eski Mart'ın dokuzudur ve Sultan Nevruz olarak adlandırılır. Nevruz, Tahtacı Türkmenleri'nin yaylaya çıkış tarihidir. (Eski takvime göre Mart  9, yeni takvimde 22–23 Marta tekabul eder.) Bugün herkes yeni elbiselerini giyip, süslenerek mezarlıkları ziyaret ederler.

Tahtacı Türkmenleri'nde Nevruz; ölülerin yedirilip içirildiği gün olarak da kabul edilir. Burada eski Türk inanç sisteminin atalar kültürü kendini gösterir. 22 Mart Nevruz'dan bir gün önceyi karşılamaktadır. Bu gün Nevruz hazırlıkları yapılır. Çamaşırlar yıkanır. Yemekler hazırlanır: Nevruz günü yenilen yemekler arasında ıspanaklı börek, soğan kabuğu ile boyanmış yumurtalar, yufka, sarı burma, şeker, leblebi, lokum sayılabilir.  23 Mart günü öğleden sonra kadınlar geniş bir tabağa çerezler koyarak "hak üleştirir"ler. Yiyecekler dağıtılarak "ölünün ruhuna değsin" dileğinde bulunurlar. Bu bayramda herkes güler yüzlüdür. Suçlar bağışlanır. Bayrama katılmak zorunludur. Katılmayanlar köy halkınca dışlanır.

Yörükler arasında; Nevruz ile birlikte, kışın bittiği ve bahar mevsiminin başladığı kabul edilir. Eskiden “Yörük Bayramı” olarak kutlanan bazı adetler günümüzde de yaşatılmaktadırlar. Köy ve yaylalarda 22 Mart'ta, şehirlerde ise Nevruz günü pazara rastlamazsa, bu tarihi takip eden Pazar günü kutlanır. Köy halkı 22 Mart sabahı yaylalara doğru yola çıkarlar. Daha önceden "davar evleri"ne yerleşmiş olanlar köylerden gelen akraba ve komşularına ev sahipliği ederler. Köylerden gelen grupla, yayladakiler karşılaştıklarında bir el silah atarak "Nevruzunuz kutlu, dölünüz hayır ve bereketli olsun" şeklinde selamlaşırlar. Gelen misafirler çadırlara yerleşir, kendilerine ikramlarda bulunulur. Sürü sahipleri tarafından kesilen kurbanlar birlikte yenilir. Sünni olan yörüklerde imamlar tarafından yapılan dualara halk katılır ve şükrederler. Gençler tarafından eğlenceler düzenlenir, yemekler yenir, şarkı ve türküler söylenir, oyunlar oynanır. Eğlenceler geç saatlere kadar devam eder

Karadeniz’de Nevruz baharın gelişi amacıyla kutlanır. Ev ve çevre temizliği yapılır. Akraba ve mezar ziyaretlerinde bulunulur. Çocuklara renkli yumurtalar verilir. Salıncak kurulur. Gençler yüzük oyunu oynarlar. Ayrıca 21 Marttan itibaren ısınmaya başlayan havalar nedeniyle ağaçların güneşten etkilenmemesi için bez bağlanır. Buna "Mart ipliği" yada "Mart Bozumu" adı verilir. Mart bozumunda akarsulardan alınıp getirilen su evlere serpilir.Ayağı uğurlu bir misafirin gelmesi ve “martınızı bozuyorum” demesi beklenir.

Giresun'da "Mart Bozumu" adıyla 14 Mart'ta kutlanan Nevruz'da o gün sabah erkenden kalkılarak çevredeki akarsulardan su getirilip, hayvanların üzerine serpilir.

Çamlı Hemşin/İspir çevresinde yaşayan Hemşinliler arasında Nevruz “yeni yıl” olarak kutlanır.

Bayram günü sabah erkenden kalkılarak at, oküz, koç gibi dişi olmayan hayvanlar evin eşiğine bağlanır. Bunlara arpa, mısır yedirilir. Bu şekilde bolluk ve bereketin olacağına inanılır.

Ayrıca bayramda: Mısır pişirilir. Ceviz, kuru üzüm ve çeşitli meyveler ikram edilir. En yeni giysiler giyilir ve komşu ziyaretleri yapılır. Oyunlar oynanır. Gençler arasında atma türkü ve maniler söylenir. İslam inancıyla birlikte bu motifler dini bayramların içine girmiştir.

İzmir Urla'da Nevruz "Mart Dokuzu Şenlikleri",

Tire'de "Sultan Nevruz Bayramı",

Uşak'ta ise "Yıl Yenilendi" gibi adlarla kutlanmaktadır. Bu bölgelerde de hemen hemen aynı geleneklerin devam ettiği görülür. Çeşitli eğlencelerle Nevruz kutlanır.

Manisa’da “Nevruziye Macunu” dağıtılmaktadır. Bu macun, birçok baharattan meydana gelir ve Mart ayının 21’inde Manisa’daki Merkez Efendi Camiinde halka dağıtılır. Bu da Saray hekim başıları tarafından hazırlanan ve nevruziye denilen bir geleneğin uzantısıdır

Edirne'de 22 Mart günü yapılan Sultan Nevruz eğlencelerinde eski hasırlar yakılıp "Mart içeri Pire Dışarı" diyerek üzerinden atlanır.

Kırklareli'nde Nevruz "Mart Dokuzu" adıyla kutlanır. Nevruzda boyalı yumurta, börek, lokma gibi yiyecekler hazırlanır. Kırlara gidilir. Hazırlanan bu yiyecekler yenir, çeşitli oyunlar oynayarak eğlenilir.

Tekirdağ'da Nevruz soğukların sonu, baharın başlangıcı olarak kabul edilir ve "Nevruz Şenlikleri" adıyla kutlanır.

 

 
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 
-  TEKKE

-  KAPICIK

-  Cumhuriyetten Sonra Ordu’da Şiirin Gelişimi ve Yetişen Şairler:

-  Cumhuriyetten Buyana Orduda Basın-Yayın ve Edebiyat Çevreleri

-  Anadoluda Bölge Bölge, İl İl Nevruz Kutlamaları

-  Nevruz Törenleri

-  Türk Dünyasında Nevruz Kutlamaları

-  Türk Kültüründe Nevruz

-  Kosova'da Türkçe yayınlanan Bir Gazete: "Tan"

-  Makedonya'da Türkçe yayınlanan Bir Edebiyat dergisi:

-  Kosova ve Makedonya'da Türkçe Yayınlanan Çocuk Dergileri

-  Kosov'da Türkçe Yayınlanan Gazete ve Dergiler-III

-  Kosov'da Türkçe Yayınlanan Gazete ve Dergiler-II

-  Kosova'da Yayınlanan Türkçe Gazete ve Dergiler-I

-  Kosova'da Çocuklar Türkçe'ye "Kuş"la Kanatlandı

-  Sevinç "Tomurcuk" Açtı

-  Birlikten Çocuklara Güzel Bir Hediye: "Sevinç"

-  Kosova'da Türkçe Bir Çocuk Dergisi: Bahar

-  Kosova'da Türkçe'yi Bayraklaştıran yazar: Reşit Hanadan

-  Reşit Hanadan

-  İnsani Teknikler

-  Teknik ve Devlet

-  Teknoloji Toplumu

-  Bir Aile Cinayeti

 
 
 

ARŞİV
 

GALERİ
 


BLOG

 
 
Prishtine Universitesi Filoloji Fakultesi Turk Dili ve Edebiyati Bolumu Prishtine / KOSOVA    salihokumus@gmail.com
Copyright © 2015 Salih OKUMUŞ - Her Hakkı Saklıdır.Site içeriği kaynak gösterilerek kullanılabilir.